Beyin kanaması, beyni besleyen damarlardan herhangi bir nedene bağlı olarak kan sızıntısı olmasıyla birlikte, kanla beslenen bölgenin işlevini göremez hale gelmesidir. Beyin kanaması özellikle damar duvarına yapılan basıncın yüksek olması olarak bilinen ve birçok insanda rastladığımız yüksek tansiyon hastalarında, damar sertliğine bağlı olarak daha yüksek olasılıkla görülmektedir. Beyin kanaması genelde 50 yaş ve üzeri insanlarda daha sık görülmektedir.

Beyin kanamasının önceden herhangi bir belirtisi olmamaktadır. Ancak beyin kanaması başladığı zaman, hasta o ana kadar hiç yaşamadığı bir ağrı yaşar. Bu baş ağrısı ile bulantı, kusma, konuşma güçlüğü, baş dönmesi ve bilinç kaybı görülür. Beyin kanamasının tanısı radyoloji (Tomografi) ve klinik bulgularla konulur.

Beyin kanaması geçirdiği tespit edilen hastaya acilen müdahale edilmelidir. İlk 2 saat içinde uygun şekilde tedavisine başlanan hastaların çok önemli bir bölümü tamamen sağlığına kavuşturulabilmektedir. Beyin kanaması tedavisinde etiyolojik tedavi söz konusudur. Eğer durum cerrahi tedavi gerektirecek kadar ciddiyse, uygun cerrahi tedavi doktor tarafından uygulanır. O kadar ciddi bir durum değilse, nedene yönelik bir tedavi yapılır. Yani bütün beyin kanamalarında cerrahi müdahale gerektirmeyebilir.

Kan sulandırıcı ilaçlar, herhangi bir nedenden dolayı kalpte veya dolaşım sisteminde oluşan pıhtının giderilmesinde kullanılır. Kan pıhtısının ilerleyişi engellenmediğinde bu pıhtı büyüyüp oluştuğu yerden taşınıp özellikle beyin, akciğer, kalp ve bağırsak atardamarlarında tıkanmaya sebep olup çok ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle pıhtılaşma riski olan hastalarda kan sulandırıcı (Antikoagülan) ilaçlar kullanılmaktadır.

Antikoagülan ilaçlar damardan veya oral yoldan olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. Ancak her ne kadar bu ilaçlar oluşabilecek komplikasyonları engellemek için kullanılsa da, antikoagülan ilaçların da geliştirebileceği komplikasyonlar mevcuttur. Özellikle kanama eğiliminde olan hastalarda kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmamaktadır.

Kan sulandırıcı ilaçlar kalp damar hastalıkları açısından oldukça önemlidir. Kan sulandırıcı ilaçları kullanan hastalar özellikle düşme, çarpma ve travmalardan olabildiğince kendilerini korumalıdırlar. Bu ilaçlar doktor kontrolüyle kullanılmalı, aksi takdirde aşırı doz ya da düzensiz kullanımıyla beyin kanamasına yol açabilir.

Kan sulandırıcı ilaçlar sayesinde insanlarda pıhtılaşmaya yüz tutmuş kanlar sulandırılarak insan sağlığı açısından önemli bir koruma sağlanmaktadır. Ancak bu ilaçların bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımı ciddi komplikasyonlara, özellikle beyin kanaması gibi hayati tehlike arz eden durumlara yol açabilir. Bu nedenle, kan sulandırıcı ilaçların kullanımı mutlaka uzman hekim kontrolünde gerçekleştirilmelidir.